HeykelBlog

Akad Sanatı (m.ö 2334)

Akad Sanatında ve Kültüründe Estetik ve İfade

Akad Sanatı, üçüncü binyılın başlarına doğru, bazı bölgelerde devlet yönetiminin teokratik sistemini değiştirmeden, muharebe komutanları Sümer şehirlerinin liderlerinden ziyade yüksek mabet görevlilerinin konumunu aldığı bir dönemi yansıtır. Kuzeydoğudan gelen Akadlar, Sümerceden farklı bir Sami dilini konuşuyorlardı ve MÖ 2350 civarında kontrolü ele geçirerek daha büyük bir değişime yol açtılar. İlk kralları Sargon, Mezopotamya’nın çeşitli şehirlerini birleştirerek tek bir devlet oluşturdu. Torunu Naram-sin ise devleti batıya doğru genişleterek MÖ 2250’de Ebla’yı fethetti. Akadların genişleme politikası, hükümdarın kişisel gücüne odaklanan yeni bir vurguyu açıkça ortaya koydu; aynı zamanda bir lider ve fetihçi olarak da tanındılar.

Akad sanatında hükümdarların portreleri, gerçekçi boyutlarda yapılmıştır. Bu heykellerden biri, özenle işlenmiş örgülü saçları ve düzgün bir şekilde kıvrılmış sakalıyla dikkat çeker. Bu görkemli bronz baş, metal işçiliği tekniklerinde ustalık gösterir ve boş göz yuvalarından parıldadığı dönemde değerli taşlarla yapılan gözleriyle etkileyici bir ifade sunar. Bu baş eseri, Akadların dönemin hükümdarlık kavramını en güçlü şekilde yansıtıyor gibi görünmektedir.

Akad İmparatorluğunun Yükselişi ve Politik Değişimler

Naram-sin’in Zafer Steli‘ni (stel=dikilitaş) incelerken, doğrudan İranlı bir sınır kabilesine karşı kazandığı zaferi kutladığını görürüz. Tanrıların insanlardan ayrıldığı gibi, askerler de sadece sembollerle gökyüzünde temsil edilmiştir. Normalden iki kat daha büyük gösterilmiştir. Heykeltıraş, belki de olayın gerçek anını vurgulamak adına figürleri üst üste dizmek yerine tüm yüzeyi tek bir etkileyici kompozisyon halinde değerlendirmiştir. Stel’in dağlık bir bölgede konumlanması, askerlerin dağa tırmanırken pozlarını, ağaçları ve koni şeklindeki tepeyi belirtir. Aslında, bu stel sanat tarihindeki ilk resmi betimlemedir. Naram-sin’in zaferinin anlatıldığı sahnede, iki düşman kabilesi üyesinin cesetlerinin üzerine basarak, birini daha öldürmeye hazırlanan bir Naram-sin tasvir edilmiştir.

Stelin ilk hali rastgele bir eklemeye sahip değildi (tepedeki ek parça sonradan eklenmiştir); sahnenin içeriği sadece görsel kavramlarla ifade edilmiştir. Kompozisyonun her çizgisi savaşın doruğunu yansıtır; Akadlar, ölen veya ölmekte olan kabile üyelerinden denge sağlayarak soldan sağa doğru hareket ederlerken, sağ tarafta kalanlar acıma içinde izlenim uyandırır. Naram-sin, diğer figürlerle etkileşim halinde jestleri ve bakışlarıyla tasvir edilmiş olsa da, aynı zamanda kendisini çevreleyen boş taş yüzeyle izole edilmiş bir şekilde kompozisyonun dikkat çekici zirvesinde tepenin üzerinde durmaktadır. Benzer bir stel Batı Asya sanatında bundan 1500 sene sonra bile bulunamayacaktır.

Akad egemenliği MÖ 2180’de çökmüştür. Geriye, artık hükümdar Gudea’nın liderliği altında edebiyatı ve görsel sanatları geliştiren tek bir kent olan Lagaş (şimdiki El Hiba, Irak) kalmıştır. Gudea, Akad sanatının uygulamalarını devam ettirse de, heykelleri farklı bir krallık anlayışını sunar. Kendisini halkının “sadık lideri”, sulama ve bereket tanrısı Ningirşu’nun hizmetkarı olarak tanımlamıştır. İnce ve neredeyse olgunluk çağının hassasiyetini taşıyan pürüzsüz bir yüzü vardır. Daima derin düşünceli bir ruh halinde tasvir edilmiştir. Bir keresinde muhtemelen bir mabet alanına ait bir mimari planı kucağında tutmaktadır. Bu heykellerde, canlı renginden ziyade -kralın dindarlığının değişmezliğini koruma gücü sebebiyle- kalıcılığı için sert taşlar tercih edilmiş gibi görünmektedir.

Akad Sanatının Yapısal Estetiği

  1. Rölyeflerin Estetik İfade: Akad Sanatı‘nın önemli bir parçası olan rölyefler, figürlerin taş veya metal üzerine yontulmuş ve kabartma şeklinde sunulduğu eserlerdir. Bu rölyefler, genellikle hükümdarların zaferlerini, tanrısal ilişkilerini veya günlük yaşam sahnelerini betimler. Özellikle Naram-sin’in zafer steli gibi eserlerde bu tarz betimlemeler yoğun olarak görülür.
  2. Heykellerdeki Anlatı: Akad dönemi heykelleri, genellikle liderlerin ya da tanrısal figürlerin gerçekçi portrelerini sunar. Bu heykeller, sert taşlar kullanılarak yapılmış ve liderlik niteliklerini vurgulamak adına özel bir özenle detaylandırılmıştır. Özellikle Gudea’nın heykelleri, liderlik ve dindarlık arasındaki dengeyi yansıtan özgün bir tarza sahiptir.
  3. Simgesel Anlatım: Akad Sanatı‘nda figürler genellikle sembolik bir büyüklükte betimlenir. Bu, olayların dramatik anlamını vurgular ve izleyiciye bir zaferin veya liderliğin gücünü anlatır. Görsel semboller ve sembolik büyüklük, sanatsal anlatımda önemli bir rol oynar.
  4. Sanatsal Materyallerin Kullanımı: Akad Sanatı‘nda genellikle bronz, taş ve metal gibi sert ve dayanıklı malzemeler tercih edilir. Bu malzemelerin seçimi, eserlerin kalıcılığını ve liderlik niteliklerinin vurgulanmasını sağlar.
  5. Yeni Kompozisyon Teknikleri: Akad dönemi sanatında, figürlerin kompozisyonu ve yerleşimi, olayın anlamını vurgulamak için özel bir dikkatle planlanır. Örneğin, Naram-sin’in zafer stelinde figürlerin yerleşimi, savaşın doruk noktasını ve liderin üstünlüğünü vurgular.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu